29 Mayıs 2014 Perşembe

Kozmetik Ürünlerin Son Kullanma Tarihleri

Geçenlerde bir arkadaşım günlük nemlendiricisinin son kullanma tarihini bilmediğini söyledi, bunun üzerine kremi elime alıp açıldıktan sonra ne kadar süre içerisinde kullanması gerektiğini gösterince böyle bir sembolden haberi olmadığını gördüm.

Çoğu kişi farkındadır ama bilmeyenler de olabilir diyerek böyle bir yazı yazmaya karar verdim. 

Biliyorsunuz ki kozmetik ürünlerinin raf ömürleri ile kullanım süreleri birbirlerinden farklı.
Ürünlerin son kullanma tarihi çok sık olmamakla birlikte bazı ürünlerin ambalajları üzerinde yazmakta, eğer yazmıyorsa da yine ambalaj üzerinde bulunan batch kod ile http://checkcosmetic.net/ ve http://cosmeticswizard.net/ sitelerinden ürün marka ve kodu girilerek öğrenilebilir. Yine de bu sitelerde tüm markaların bulunmadığını hatırlatmak isterim.

Ayrıca hemen hemen tüm ürünlerin üzerinde açıldıktan sonra ne kadar süre içerisinde kullanılması gerektiğini gösteren bir sembol vardır, açık kapaklı bir kavanoz sembolü üzerine yazılmış "6 m / 12 m / 24 m" ile gösterilir. Eğer yazmıyorsa da bunun için her kullanım malzemesine özel belirli bir kullanım ömrü vardır.



Ancak kullanım koşullarına dikkat edilmezse öngörülen kullanım süresinden daha önce ürünlerimize veda etmemiz gerekebilir. Tabi ki ekstra özen gösterilen bir durumda daha uzun süre kullanılabileceğini de düşünüyorum ben. (şahsi görüşüm çok da güvenmeyin) Bu yüzden ürünleri korumak için ısıdan, ışıktan ve nemden koruyarak muhafaza etmek; kavanozdaki ürünleri elle almak yerine bir spatula kullanmak yararlı olabilir. Ürünü satın alırken de son kullanma tarihine dikkat ederek en yeni üretimi almak akıllıca olacaktır.

Eğer son kullanma tarihini ya da ürünü ne zaman açtığımızı bilmiyorsak, bir ürünün bozulduğunu nasıl anlarız;

  • Rengi değişmeye başlar.
  • Kokusu değişir.
  • Katmanlara, parçalara ayrılır.
  • Eski yapısına göre farklılaşır, incelme ya da kalınlaşma görülür.
  • Siyah ya da koyu yeşil/kahverengi noktalar görülebilir, bunlar bakteri oluşumdan kaynaklanır.

Genel olarak kozmetik ürünlerin kullanım ömürleri ise;

Rimel: Kozmetik ürünler arasında son kullanma tarihi konusunda en büyük risk taşıyan rimeldir. En çok açılıp kapanan ürünlerden biridir ve bakteri oluşumuna çok açıktır. Gözlerimizin de yüzümüzdeki bakterilere en açık nokta olduğunu göz önünde bulundurursak, 3-6 ayda bir yenilenmelidir. Zaten bu süre içerisinde biter ya da kurur.

Fondöten: Ürün formülüne göre değişir. Kullanım ömürleri genelde 6 ay iken, raf ömürleri ise 2-3 yıl olabilir.

Göz Kalemi ve Eyeliner: Eyeliner da rimel gibi likit bir ürün olduğundan 3-6 ayda bir değişmelidir. Göz kalemi ise 2-3 yıl dayanabilir, ancak her kullanıma mutlaka ucunu açmak gerekir.

Ruj, Lipgloss ve Dudak Kalemi: Her iki yılda bir atılmalı. Rujlar bozulduğundan yapısı değişip kokmaya başlar, lipglosslar ise zaten kıvam değiştirip yapış yapış ve koyu bir hale gelir. Ancak kalem 2-3 yıla kadar dayanır, yine göz kalemi gibi her kullanımda düzenli olarak açılmalıdır. Uçuğunuz varken bu ürünleri kullanmamaya özen gösterin.

Toz Far: 2 - 3 Yıl

Krem Far: 12-18 Ay

Toz Allık ve Bronzer: 2 - 3 Yıl

Krem Allık: 6 Ay

Kapatıcı: 12-18 Ay

Pudra: 2 - 3 Yıl

Oje: 2 yıl olarak geçse de özenli kullanılırsa daha uzun süre dayanabilir. Kapağını açık bırakmamaya dikkat etmek gerekir, bozulduğunda kıvamı koyulaşır.

Vücut Losyonu: 2 -3  yıldır. Vücut losyonları açık kavanozdakiler belirtilen süreden daha çabuk bozulur. Pompalı şişeler hava teması çok az olduğundan çok daha uzun dayanabilir.

Parfüm ve Kolonya: Serin nemsiz ve ışıksız yerde sakladığınızda 2-3 yıl dayanabilir. Bazı parfümlerin kullanım süresi daha uzun olabilir. Şişe üzerinde tarih varsa dikkate alabilirsiniz. Parfümün bozulduğunu da koku değiştirmesinden anlayabiliriz. 

Yüz ve Göz Kremi: 6 ay -1 yıl. Ancak kavanozda ise genelde açıldıktan sonra 6 ay içerisinde tüketilmesi öneriliyor.

Güneş Koruyucu Ürünler: Genelde 1 yıldır. Ancak bazıları  2 yıl kadar dayanabiliyor (üzerinde belirtilir) 

Organik Ürünler: 6 aydan daha uzun dayanmazlar.İçeriğindeki bitkisel öz, yağ ve türevlerinden dolayı diğer bakım ürünlerine göre daha hassas yapılı olabilirler; fazla koruyucu bileşen olmadığından çabuk bakteri üretirler.

Anti-aging ve Anti-akne Ürünleri: İçeriğine göre 1 yıla kadar kullanılabilir. 

Şampuan, Saç Kremi ve Duş Jeli: 2 - 3 yıl. Ancak içerisine giren su ürünün bozulmasına yol açabilir.

Kalıp Sabun: 3 yıl

Tıraş Köpüğü: 2 yıl


Deodorant: 2 yıl











23 Mayıs 2014 Cuma

La Roche Posay Anthelios XL SPF 50+ Fluide Extreme

Uzun süren güneş kremi arayışımdan sonra, sonunda birine karar verebildim. Güneşin yavaş yavaş etkisini arttırdığı mart-nisan aylarından beri hassas cildime uygun bir güneş kremi arıyordum. Yüzümdeki lekelerin geçen yıla oranla artması, normalde karma yağlı olan cildimin biraz da kafasının karışması yüzünden yüzümü daha fazla yağlandırmayacak, emilimi iyi, yüksek koruma faktörlü bir krem arıyordum.

Sonunda internette okuduğum yorumlara bakarak, tabi ki markaya da güvenerek; La Roche Posay Anthelios XL SPF 50+ Fluide Extreme'de karar kıldım.

Ürün tam da benim aradığım niteliklere uygun olarak, açık renkli ve hassas ciltli kişilere öneriliyor. Güneş yanıkları ve lekelerin korunmasında etkili olduğu söylense de uzunca bir kullanım tecrübem olmadığından ve henüz güneş ışınları yakıcı etkisini göstermeye başlamadığından, bu konuda herhangi bir yorumum yok.




Ürünün açıklamasında şunlar yazıyor:

Anthelios, UV ışınlarının neden olduğu cilt yaşlanması, cilt hasarları ve fotodermatitlerden korunmak amacıyla formüle edilmiştir. Bu amaçla çok yüksek UVA koruması sunmaktadır. Öte yandan SPF 50+ değeri ile güneş yanıklarının oluşmasına karşı da yüksek koruma sunmaktadır. Anthelios , UVA ve UVBnin zararlı etkilerine karşı patentli  kombinasyonu içermektedir. Yağsız ve kolay uygulanabilir bir üründür. 

İçerdiği filtre sistemi fotostabildir. Foto, İmmünosüpresyon, Lupuz Eritematozu ve Polimorf Işık erüpsiyonunda %IOO koruma sağladığı klinik olarak ispatlanmıştır. Komedojenik değildir. Su geçirmez. Güneşe karşı tam koruyucudur. Çinko Oksit ve PABA türevlerini içermez. Opak filtre olarak TiOî ile desteklenmiştir.
Minumum kimyasal filtre içeriğine sahiptir. UV ışınlarına karşı çok yüksek ve etkili koruma sağlar. Suya, kuma ve tere karşı dayanıklıdır.
Cilt Tipi/Problemi : Yoğun güneş ışığına maruz kalan, alerjiye eğilimli, hassas veya güneşe karşı toleranssız normal veya karma cilt.
Faydalar : Cildi güneş yanıklarından, cilt reaksiyonlarından ve UV ışınlarının neden olduğu hücre hasarlarından korur.

Kullanım : Güneşe çıkmadan yarım saat önce tüm yüz bölgenize uygulayın. 2 saatte bir ve her yüzmeden sonra tekrarlayın.


Kesinlikle kolay emilen bir krem; matlaştırıcı bir etkisi olmasa da, diğer güneş kremleri gibi yüzde beyaz bir tabaka halinde kalıp yağlandırma - parlama da yapmıyor.

Yağlı ve karma ciltler rahatlıkla tek başına kullanabilir ancak kuru ciltler nemlendirici uygulama ihtiyacı duyacaktır.

Parfümsüz, rahatsız edici bir kokusu da yok.

Kıvamı çok akışkan ve hafif. (isminde de geçtiği üzere - fluide extreme) 

Çoğu güneş kreminde olduğu gibi 1 yıl kullanım ömrü var.

* Bu arada "Tinted Fluide" olarak geçen renkli versiyonu da var. Güneş kreminin beyazlığından çekinenler için iyi bir tercih olabilir.



Aslında internet üzerinden dermokozmetik sitelerini araştırdığımda çok uygun fiyatlarla karşılaştım, ancak son kullanma tarihlerine güvenemediğimden ve tabi ki bazı siteler hakkında okuduğum kötü yorumlar yüzünden yakınımdaki bir eczaneye girip, burada çalışan kişiye de danışarak güneş kremimi aldım. 50 lira civarında bir fiyat ödedim ama almak isteyen olursa internette 40-60 tl arası fiyatlara satılıyor.






28 Nisan 2014 Pazartesi

Deriza.com - Bloggerlara Özel Yarışma

Selam herkese, deriza.com'un düzenlemiş olduğu bir blog yarışması üzerinden yazıyorum bugün. Hediye de tablet bilgisayar olunca kayıtsız kalamadım açıkçası.

Aslında siteye girip bazı ürünlerini gerçekten beğenince bu yazıyı yazmaya karar verdim, sadece yarışmayla alakası yok yani. Özellikle çantalar çok güzeldi, sadece kaliteli tasarımları her zaman beğenmişimdir.

Çanta - hatta çoğu zaman omuz çantası - bir kadının en önemli aksesuarıdır, kadının şıklığını ve tarzını tamamlaması açısından da büyük önem arz eder. Hatta bazen kadının toplum içerisindeki statüsünü tanımlar. Şık ve kaliteli bir çanta, kadın için her zaman büyük artıdır. İşte ben de bu yüzden her zaman elit ve kaliteli modellere yönelmişimdir. Çoğu zaman sade, ancak detaylarıyla farklılaşmış modeller benim vazgeçilmezimdir.

Siteyi gezerken de şu ürüne rastlayınca yazmadan duramadım.


Bu  Guzini Palermo adlı kırık beyaz çanta.
4 rengi daha mevcut ve hepsi klasik renkler.

Oldukça klasik ve sade bir model, klasik tarza uyum sağlayabileceği gibi günlük kullanıma da gayet uygun. Sapının gövde ile birleştiği noktalardaki detayları olukça beğendim. Ayrıca rengi de benim için oldukça kullanışlı. İçinde bulunduğumuz bahar mevsiminde kullanılabileceği gibi, yaz ve kış aylarında pek kıyafetle uyum sağlayacaktır. 

Neyse, yarışmayı kazanamazsam da en azından bir şekilde bu çantayı almanın yollarını aramayı düşünüyorum zaten :)


diğer ürünlerini incelemek için : https://www.deriza.com/


durma #derizaileblogla !


Not: Yarışma hakkında detaylı bilgi almak ve yarışmaya katılmak için : http://deristyle.com/blog/deriza-sponsorlugunda-blogculara-ozel-odullu-yarisma-derizaileblogla/

Örnek tanıtım yazısı : http://deristyle.com/blog/garnili-bordo-deri-cuzdan-derizaileblogla/ ( bu yazıya bakmanızı öneririm hata yapmamanız için )



Wet n Wild ve Dupe Farları / Comfort Zone

Evet birkaç gündür twitter ve instagram aleminde konuşulan habere göre Wet n Wild  yakında Türkiye'de. Gratis'ten aldığımız son bilgilere göre, mayıs ayında standlarda yerini alacakmış.

Çoğumuz far paletleri için istiyoruz sanırım. Gelmesine bu kadar az zaman kalmışken belki de en meşhur ve en güzel paleti olan "Comfort Zone"u tanıtmak istedim. Bu paletin bu kadar çok tercih edilmesinin nedeni pek çok Mac fara dupe olarak gösterilebilecek renkler içermesi ve tabi ki sadece 5-6 $ gibi bir fiyatı olması. 

Yine bir çok Wet n Wild far, Urban Decay Naked'ler için de alternatif olarak gösterilmekte. Bu bizim için de oldukça önemli bir fırsat olacak sanırım, çünkü bildiğiniz gibi Naked paletleri ülkemizde bulmak neredeyse ve imkansız ve bulsak bile fiyatı çok yüksek. (Urban Decay'in kendi sitesindeki fiyatı 54 $) Biz de Naked paletlerden beğendiğimiz renklerin içerisinde bulunduğu paletleri ya da tekli farları tercih edebiliriz.

Hatta araştırırken şöyle bir görsel buldum ama bahsedilen Wet n Wild paleti maalesef sınırlı üretim bir ürün olan "Nude Awakening". Bu yüzden ülkemize geleceğini pek düşünmüyorum.




Comfort Zone paleti ve renkleri tanımlayalım şimdi:





Sol sütundaki renkleri sırayla tanımlayacak olursak;



  • İlk sıradaki (Browbone), sıcacık yumuşak bir şampanya rengi. Mac Ricepaper ve Mac Dazzlelight'ın  dupe'u olarak gösteriliyor.

  • İkinci sıradaki (Eyelid) ise bakır tonlarında, pembe ve altın karışımı bir renk. Mac Jest'in biraz daha koyusu. Aynı zamanda Mac Woodwinked ve Urban Decay Toasted (naked)'a da dupe.

  • Üçüncü sıradaki (Crease) renk altın yansımalı bronz olarak nitelendirilebilir. Mac Soba'dan hafifçe açık bir renk. Ve Urban Smog (naked) fara da dupe.

  • En alttaki (Definer) ise burgundy diye tanımlanan renklerden; kırmızı alt tonlu, bakır ışıltılı koyu bir renk. Bu da Mac Smut fara çok benziyor.

Sağ sütundaki farlara gelince;


  • İlk sırada (Browbone) soluk, kirli gri tonunda, altın yansımalı parlak bir renk. Mac Vex ve Urban Decay Ruthless'a dupe olarak gösteriliyor ancak Ruthless biraz daha sıcak bir renk.

  • İkinci sıradaki (Eyelid) altın parlamaları olan bir zeytin yeşili. Mac Juxt'a göre biraz daha sarı tonlu.

  • Ününcü sıradaki renk (Crease) altın rengi ışıltılar ve biraz da yeşillik barındıran çok koyu ve parlak bir kahverengi. Mac Guilt by Association ve Urban Decay Darkhorse (naked)'a dupe.

  • Son renk ise (Definer) kırmızı ve kahverengi karışımı, koyu, duochrome (yanardönerli demek lazım belki de :) bir renk. Mac Club ve Urban Decay Lounge'a çok benzer bir renk.


Wet n Wild farlar fiyatları, performansları ve kalıcılıkları ile oldukça mantıklı bir seçim olacaktır. Biraz tozutma sorunu olsa da idare edilebilir bence. Türkiye'deki fiyatlarını henüz bilemiyoruz ancak yine de bir Mac fiyatında olmayacaktır. Umarım uygun fiyatlardan satılır. The Balm ve Essence gibi sadece Gratis'te satılan markaların Yurt dışı fiyatlarından bile daha ucuza satıldığını göz önünde bulundurursak, Wet n Wild için de korkulacak bir şey olmayacaktır :)


* dupe karşılaştırmaları için temptalia'dan yardım aldım.


*** müjdeli haber!!! Gratislere gelmiş bile. Dün alışveriş yapan bir arkadaşımdan öğrendiğime göre fiyatlar şu şekilde: 

  • rujlar 6.50 - 9.50
  • balm stainler 12.60
  • allıklar 12.60
  • göz ve dudak kalemleri 5.50
  • eyelinerlar 10.25
  • 3'lü far paletleri 14.50
  • 8'li far paletleri 19.5

25 Nisan 2014 Cuma

Coachella Müzik ve Sanat Festivali / Ünlülerin Stilleri


Dünya'nın dört bir yanından insan çeken bir festivalden görüntülerle eğlenmek istedim bugün. Evet, gitmek isteyip de bir türlü gidemediğim 2 festivalden biri ile; Coachella Valley Müzik ve Sanat Festivali - bir diğeri de Glastonnbury. Yani gitmek de öyle kolay değil tabi, dibimizdeki Rock'n Coke değil sonuçta; bir de bilet fiyatlarını unutmayalım.

Bu yıl festival 11-13 nisan ve 18-20 nisan tarihleri arasında toplam 2 haftasonunda düzenlendi. Pek çok 'celebrity' de gerek eğlenmek gerek ben de burdayım demek amacıyla en ilgi çekici festival kıyafetleriyle boy gösterdi. Hadi bunların bir kısmına göz atalım.



Dita Von Teese ile başlayalım önce, hiç festival çılgınlığına kaptırmadan her zamanki kendi tarzında gelmiş. Stella McCartney pantolonu da pek yakışmış. Dita, Theo Hutchcraft ile birlikteyken de aynıydı, yine aynı tarzda gidiyorlardı festivallerine ve paşa paşa müziklerini dinleyip dönüyorlardı.

Festival tarzına kaptırmayan bir diğer isim de Alexandar Skarsgård; malum son zamanlarda pek popüler, bu yüzden gözden kaçırmamalı diye düşündüm. Yanındaki yüz tanıdık gelince bu ünlüler neden hep ünlülerle takılıyor diye düşünüyordum ki yanındakinin zaten kardeşi olduğunu öğrendim. Kardeşi Bill Skarsgård da bir oyuncu, şu ara da Hemlock Grove diye bir dizide oynuyormuş.



Hilton kardeşler de Hint prensesi olmaya özenmişler sanırım, azıcık modern bir hava katarak renkli desenli elbiselerini giyip gelmişler. 



Kardashian'ların üvey kardeşleri Kylie ve Kendall Jenner da pek fazla dikkat çekmişler. Görüntülendikleri karelerde bolca Selena Gomez de yer almakta.



Kesha ne yapmış anlayamadım ama ne yapmamalı örneği olsun diye koyuyorum.



Vanessa Hudgens ve Austin Butler çifti ise bu festival tarzına bürünme işini biraz fazla abartmış sanırım. O pantolon ne bi kere!



Beyonce da, kocası Jay-Z ile sahne arkası fotosunu yayınlamış instagramda.



Victoria'nın melekleri de festivalden geri kalmamış. Alessandra Ambrosio, Cara Delevigne, Chanel Iman, Rosie Huntington-Whiteley de yer almışlar. Hepsi de şort giyip bakın bizim uzun bacaklarımız var demeye çalışıyorlar sanki.





Biraz da sahnede ne giymiş bu isimler dersek; bir de Pharrell WilliamsLorde, BeyonceLana Del Rey, Ellie Goulding'e göz atarız.

Neyse biz de hazirandaki One Love'ı bekliyoruz.

15 Nisan 2014 Salı

Hair Cuff Modası

2014 yazında bolca at kuyruğu görecek gibiyiz. Yabancı bloglarda çokça rastladığım hair cuff modasının bizde de yer bulacağından  hiç şüphem yok. 

2011 yılında sonra artan takıda kelepçe modası saçlara da yansımış. Geçen yılki ear cuff modasından sonra, bu sezon da basit ve sade toplanmış saçlar, ufacık bir aksesuarla tarz sahibi bir şıklığa kavuşacak.



İster salaş ister düzgün toplanmış bir atkuyruğu ile birlikte kullanabilirsiniz. Altın ve gümüş renkli olanlarının yanında renkli ve desenli olanlarını bulabileceğiniz gibi tam halka ya da yarım ay şeklinde modellerini bulabilirsiniz.



2 sezon önce H&M'de görüp aldığım hair cuffı uzunca bir süre severek kullanmıştım. Nerden bulabilirim derseniz H&M'e bakın derim ancak ben son bir kaç gidişimde göremedim.

Yurtdışı alışverişinden korkmuyorsanız, uygun fiyatlı seçenekler için şu sitelere bakabilirsiniz:
aliexpress
ebay

Bir de kendiniz yapabileceğiniz yöntemler de mevcut:

                                                kaynak: http://mariamaduimportados.blogspot.com.tr/

-   Tuvalet kağıdı ya da peçete rulosu - ya da daha kalın bir malzeme bulabilirseniz (ben eskiz kağıdı rulosunu kullandım)
-   Makas ya da bıçak
-   Zımpara kağıdı ya da törpü (kestiğimiz kenarları düzeltmek için)
-   Renkli boyalar (mümkünse akrilik) ya da üzerine yapıştırmak üzere desenli kağıtlar.

Şu an saçlarım kısa olduğundan atkuyruğu yapamıyorum ancak uzadığında benim de takip ettiğim bir moda olacak. ( neyse ki çabuk uzayan saçlarım var. )




12 Nisan 2014 Cumartesi

NYC Applelicious Glossy Lip Balm


Watsons'a yeni gelen bir lip balmdan bahsedeceğim.
6 renk seçeneği bulunuyor, benim aldığım 356 Big Apple Red. Bazıları ışıltılıydı zaten, onları direkt eledim.


Oldukça canlı bir kırmızı, ama bir ruj olmadığından kıpkırmızı dudaklarınız olmuyor; canlı, parlak, sanki çilek yemişsiniz gibi bir renge dönüyor. Dudaklarımın doğal rengi zaten koyu olduğu için fazla fark etmedi belki de, bilemiyorum.

                                         

Genelde görünüm açısından mat renkleri tercih etsem de bu ışıl ışıllık beni hiç rahatsız etmedi, çünkü yeterince doğal duruyor.


Normalde rujların ve hatta bazı lip balmların dudaklarıma verdiği histen hoşlanmıyorum, fazla ağır bir katman varmış da hava alamıyormuşum gibi hissediyorum. 
Ancak bu Lipbalm pek rahatsız etmedi.

Kokusunu biraz fazla buldum açıkçası, kötü değil ama fazla kokudan rahatsız oluyorum.

Kalıcılığı da çok kötü maalesef, ancak her hangi bir lip balm gibi cepte taşıyıp sık sık tazelemek pek zor olmasa gerek.

Yaza doğru gelmeleri de iyi oldu, yazın ağır makyaj malzemeleri kullanmak istemeyen pek çok kişi için güzel bir seçenek.

fiyatı: 5.99 TL

Essence long lasting eye pencil - Berry Merry


Dün keşfedip rengine bayıldığım bir üründen bahsetmek istiyorum, Essence'in 18 numaralı 'berry merry' adlı göz kalemi. 
Bu kalem essence standlarına yeni gelmiş, hatta henüz Gratis'te yok sanırım; ben Rossmann'dan aldım.


Genel olarak Essence'in long lasting serisi kalemlerini çok seviyorum zaten, özellikle 01 Black Fever ve 02 Hot Chocolate renklerini günlük makyajımda sık sık kullanıyorum.


Bu da diğer long lasting kalemler gibi yumuşacık ve sürümü kolay bir kalem.

Renk tanımlamakta pek başarılı değilim ancak fotoğraflarda da gördüğünüz gibi hafif pırıltıları olan morumsu, mürdümümsü bir renk diyebilirim. 
Parlak ve renkli makyaj ürünlerinden hoşlanmamama rağmen rengine bayıldım.




Çok uzun süre deneme fırsatım olmadı ancak tüm gün gözümdeydi ve akma, bulaşma yapmadı. 
Alttaki fotoğrafta gördüğünüz sürdükten 3 saat sonraki hali.


Güneşli günlerde çok daha güzel görüneceğini düşünüyorum; maalesef bugün hava kapalıydı, fotoğraflarım da ışıltılı olamadı bu yüzden.

Essence göz kalemleri fiyatına göre çok kaliteli kalemler, bu kalem de 5.5 TL'lik fiyatını fazlasıyla hak ediyor.


İstanbul Fashion Week 2014

Tasarımcı ve markaların yerli ve uluslararası platrformda tanınması için düzenlenen Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul bu sezon Tophane'de bulunan Antrepo 3'teydi. Tasarımcılar 2014  - 2015 Sonbahar/Kış sezonu koleksiyonlarını 5 gün boyunca çeşitli defile ve etkinliklerle sergilediler. Ben de son zamanlarda moda ile ilgili bir proje üzerinde çalıştığımdan fırsat buldukça Fashion Week kapsamındaki etkinliklere katılmaya çalıştım.




Defilelerden bahsetmeden önce ilk olarak podyumdan bahsetmeliyim sanırım. Bir platform değil de dümdüz beyaz bir podyum karşılıyor bizi. Bu da gerçek bir defile olması hissini, yakınlığını arttırmış bence. 

Bu yıl oldukça güzel tasarımlardan oluşan koleksiyonları izlemiş olsak da dünya çapında bir fark yaratacak tasarımlardan bahsedemiyoruz maalesef. Modanın sadece günlük hayatımızda taşıyabileceğimiz giysiler olmadığının farkındayım, sanat olarak bakmak gerek. Ancak bu illa ki sadece podyumlardan bakabileceğimiz tasarımlar yaratmak anlamına gelmiyor. Yine de yenilikçi ve heyecan verici tasarımlar görmek istiyoruz. Gerçi bu söylediğimle biraz da olsa zıt düşecek olmama rağmen şöyle bir cümle kurmak istiyorum; kişisel olarak daha giyilebilir, sade ve zarif tasarımlardan hoşlanıyorum. Bu yüzden aslında klasikleştiğini düşündüğüm ya da bana göre çok uç noktalardaki tasarımcılardan bahsetmek yerine klasik detaylara daha modern dokunuşlar getirdiğini düşündüğüm tasarımcılardan bahsetmeyi daha uygun buluyorum. 




NEJ (Nejla Güvenç) ile başlamak istiyorum aslında, her ne kadar final günü ve son katıldığım defile olsa da. Çünkü "YADA" ismini verdiği koleksiyonunu oldukça başarılı buldum. Moda severlerden de oldukça ilgi gördü zaten.

Sonbahar/Kış 2014 koleksiyonunda NEJ, şamanların güçlerini pekiştiren parlak siyah renkli, üzeri ince damarlı, tutulduğunda çok soğuk olan kutsal bir taştan “YADA” dan ilham alıyor. Yaşamda bereketi sağlayan “YADA” endüstrinin icinde ekolojik yaşamı destekleyen çağımız kadınının doğa ile iletişime geçme ihtiyacını karşılıyor.


Sonbahar/Kış 2014 koleksiyonunda NEJ, şamanizm öğretisinin temel prensibi olan, doğaya saygı ve özeni misyon kabul ediyor. Nej koleksiyonunda, şamanizmde kusursuz denge olarak tanımlanan evrenin üç kademesi; “Yeraltı, Yeryüzü, Gökyüzü” olgusundan yola çıkarak üç ana renk, derin siyah, aydınlık beyaz ve dumanlı griyi kullanmış.
Şaman davulu ile başlayan defilede, NEJ koleksiyonunu sergiledi. Koreograf Uğurhan Akdeniz ve ekibinin hazırladığı defilede Didem Soydan, Gizem Barlak, Çağla Zoralioğlu gibi yerli modellerin yanı sıra, yabancı modeller yer aldı.




Nihan Peker  de organizasyonun ses getiren tasarımcılarından biri oldu. "ZERO POINT(SIFIR NOKTASI)" adını verdiği koleksiyonunda pastel tonların ağırlıkta olduğu oldukça sade tasarımlarla çıktı karşımıza. 

Koleksiyonun ilham kaynağı, 1920'lerden ünlü bir tenisçi ve stil ikonu olan Suzanne Lenglen. 
Zero Point de teniste bir terim, bir yandan da kışa bir gönderme.

Koleksiyonda tenis ruhunu yansıtan detaylar ve pileler, 20'ler havasını yansıtan volanlar görülmekte. Koleksiyonda çift taraflı tasarımlar da öne çıkmakta. Kullanılan beyaz, pembe, gri ve lacivert renkler sayesinde yalın bir şıklık elde ediliyor. Kumaşlar ise ipek, krep ve kış temasını yansıtan kaşmir ve yünlüler.

Minimal bir çizgide yaratılan tasarımlar için öncelik giyilebilirlik olmuş. Nihan Peker, modanın geçici ve kısa ömürlü olduğunu düşünse de, klasikleşen minimallik anlayışının zamansız olduğunu düşünüyor.

Koleksiyondaki mankenler arasında Özge Ulusoy, Didem Soydan, Miss Turkey 1. Güzeli Rüveyda Öksüz, Berrin Kekliller gibi isimler bulunuyor.







Etkinliğin bir diğer dikkat çekici ismi de Burçe Bekrek'ti. Sobahar / Kış 2014 koleksiyonu için Fransız fizyolog Étienne-Jules Marey ü'in insan ve hayvan bedenindeki devinimler üzerine yaptığı anatomik çalışmalardan ilham alan tasarımcı, bu çalışmalardaki geometrik form, doku ve desen tekrarını tasarımlarına adapte ediyor. Tasarımcının ilham aldığı ve koleksiyonu hazırlarken izlediği görsellerden oluşan video da defilede kullanılmış.

Burçe Bekrek, bu koleksiyonunda grafik ve fotoğraf sanatçısı Serkan Mumcuoğlu ile birlikte çalışmış ve 'kronofotografik' denilen bir yöntemle hazırladığı desen tasarımlarını kaşmir, ipek, yün gibi yüzeylere uygulamış. 

Siyah ve gri tonlarından oluşan renk paletine sahip ipek, kaşmir, yün, koton kumaşlardan oluşan tasarımlar koleksiyonda yer bulmuş. Her sezon koleksiyonlarında yer alan ipek trenç elbiselerin, bu sezon kaşmirle birlikte kullanımı karşımıza çıkıyor. Oldukça fazla fermuar detayı gözümüze çarpıyor.

Ayrıca kendi tasarlayıp ürettiği, %100 kotondan oluşan ancak deri gibi görünen bir kumaştan üretilen bir malzemeyi görücüye çıkarmış. 

Burçe Bekrek, yeni koleksiyonundaki kadını, "yakalanamaz, durdurulamaz, kimseye ait olamaz, enerjik, sofistike ve kanatlarının altına rüzgarı aldığında uçabilen kuşlar gibi" diye tanımlıyor.





Bir diğer beğeni toplayan defile de Çiğdem Akın'a ait. Tasarımcı, geçen sezon Dante'nin ilahi komedyasından esinlenerek hazırladığı INFERNO isimli koleksiyonun devamı niteliğinde olan "PURGATORIO (ARAF)" isimli koleksiyonu ve sunumuyla modaseverlerin karşısına çıktı.

Koleksiyonda farklı kumaş kullanımları ve el işlemeleri dikkat çekti. Siyah, lacivert, saks ve gece mavisi renklerinin hakimiyetindeki koleksiyonda ipek, dantel, triko, deri ve kürk kullanılmış.

Çiğdem Akın’ın bu defile için podyumda bir araya getirdiği isimler de bir hayli dikkat çekici. Altın kızlar olarak adlandırılan grupta, Başak Gürsoy, Bahar Erdeniz, Canan Tarlan, Deniz Zorlu, Merih Akalın; ‘Gümüş Kızlar’ olarak Sema Şimşek, Deniz Pulaş, Selda Aksoy, Ceylan Saner, Begüm Özbek; ‘Çıtırlar’ olarak Alize Gördüm, Itır Esen ve Model of Turkey birincisi Gizem Gören, yer alırken;  defile mankeni kadrosunda ise Bilge Kara, Tuğçe Dural , Sezen Üstek, Deniz Özde Sürmeli, Özlem Katipoğlu, Filiz Aydın, Alara Kaya, Öznur Mızrak, Rana Genç, Emirhan Acar, İsmail Temur, Onur Danyıldız, Gizem Barlak , Günay Musayeva gibi isimler yer aldı.

Çiğdem Akın, defileye ek olarak GaleriBu'da INFERNO adlı enstelasyonunu gerçekleştirdi.





Erkek modası denilince ilk akla gelen tasarımcılardan olan Niyazi Erdoğan da yine oldukça başarılı bir koleksiyon sergiledi. (Kendisinin sadece erkek modasına yönelik çalışması kadınlar için büyük haksızlık diye düşünüyorum.)

Aldığı mimarlık eğitimi de koleksiyonuna yansımış ve bir önceki koleksiyonunda olduğu gibi mimarlık ile bütünleşen bir koleksiyon ortaya koymuş; koleksiyonunda ünlü mimar Sedad Hakkı Eldem'den ilham aldığını belirtmiş.

Niyazi Erdoğan, mimari anlayışını yansıtan Sonbahar/Kış 2014 Koleksiyonu için "Mimarlık eğitimim boyunca kulağıma küpe edilen iki cümle vardı: “Form fonksiyonu takip eder” ve “Az çoktur” Bu koleksiyonumun çıkış noktası da bu iki cümle oldu. Moda tasarımı kariyerim boyunca bana neden erkek koleksiyonu hazırladığımı sorduklarında, mimarlıkla birçok ortak noktası olduğunu söylemiştim. Bu noktaların başında da tanımlı alanlarda yaratıcılığınızı gösterebilme zorunluluğu geliyor.  Sonbahar/Kış 2014 koleksiyonumla bu bakış açısına daha da yaklaştığımı hissediyorum." diyerek kendi yorumunu yapmış. 



Niyazi Erdoğan'ın ilk koleksiyonundan bugüne devam eden yerli motifleri kullanma geleneği bu koleksiyonda da devam etti. Sedat Hakkı Eldem'in yapılarında görüldüğü gibi, güneşi içine alan geniş şeffaf yüzeyler, parlak ve metalik yüzeyler ve geniş cam yüzeylerdeki akisleri andıran baskılı parçalar görülüyor. Planlarda ve cephelerde sıkça görülen grid'ler kumaşlara ekose olarak yansımış. Gündelik hayatta da kullanılan aktif spor giysilerinin kumaşları ile yüksek kalitede yünlü kumaşlar birlikte kullanılmış. Koleksiyonun renkleri betonarme binalardaki gibi daha çok gri tonlarında.

Tasarımcının kentli detaylarla ördüğü bu sezon koleksiyonunun sportif yönünü ise bisikletçilik tamamlıyor. Uygar bir şehirde sadece spor için değil, ulaşım amacıyla da bisiklet kullanımını destekleyen Erdoğan, podyumunda Yiğit Kuyulu’nun markası Altair Telian’ın el yapımı bisikletlerini kullanmış.






Fashion Week kapsamında gerçekleştirilen tek koleksiyon sunma yöntemi klasik defileler değildi elbette. Defile atmosferi elbette bambaşka ancak her koleksiyona da uygun değil. Daha yeni ve genç tasarımcılar için bir defile salonunu doldurmak zor olabileceği gibi, bunun yanında daha farklı ve yenilikçi bir atmosfer sunmaları açısından "Studio" ve "Offsite"lar da etkinlik kapsamında bolca yer bulmuş.



Moda Tasarımcıları Derneği Başkanı Mehtap Elaidi’nin "Istanbul is the New Black" koleksiyonu ise gömleklerin hikayelerini ön plana çıkarmayı hedefleyen sade bir sunumla Galeri Mana’da sergilendi. 

Sonbahar/Kış 2014 beyaz gömlek koleksiyonu, kendi hikayelerini anlatan beyaz gömleklerden oluşuyordu. Tasarımcının kişisel yolculuğunda iz bırakmış semtlerden ve bu semtlerde gizli anılardan ilham alan koleksiyonun her bir gömleği, seçilen semtin şahsına münhasır kimliğini yansıtıyor. Mehtap Elaidi, kendi hatıralarından yola çıkarak yarattığı hayali kadınlara ait özellikleri semtlere atfediyor ve böylelikle ortaya her semtin sahip olduğu dinamiklerden beslenen, o semte ait bir insan profili çıkıyor.

Elaidi, tasarımlarında dokularla da oynamış. Parçalarda sadece poplin değil; pamuk poplin, saten poplin malzemeler de kullanılmış. Bunun yanında beyaz payetler, kürkümsü malzeme ve krep de görebiliyoruz.




İzmir'li genç tasarımcı Zeynep Mayruk ise koleksiyon sunumunu stüdyo defilesi ile gerçekleştirdi. Sonbahar / Kış 2014 koleksiyon sportif ve dinamik detaylara sahip; bir kış koleksiyonuna uygun olarak Örgü ve hayvan desenleri ile süslenmiş. Parçalarda soluk pembe ve mavi gibi renklerin yanı sıra bordo ve siyahlar da göze çarpıyor.





Bu yazıyı yazmam öyle uzun sürdü ki! Aslında hemen fashion week bittiği gün yazmaya başladım ancak, bilgisayarımdaki sorunlar ve ardından yoğun programım dolayısıyla daha yeni vakit bulabildim.